26 Ocak 2012 Perşembe

Kedilerde Uygunsuz Yerlere İşeme Sorunu



Kedilerde Uygunsuz Yerlere İşeme Sorunu

Eğer kedinizde böyle bir problem varsa öncelikler veteriner hekiminiz idrar yollarının sağlıklı olduğunu söylemelidir. Çünkü idrar yolları sorunlarının başta gelen belirtilerinden birisidir. Eğer sağlık durumu ile ilgiliyse uygun bir tedavi sonrası düzelecektir. Eğer kediniz sağlıklı olduğu halde uygun olmayan yerlere yapıyorsa aşağıdaki ip uçları yardımcı olabilir.

  • Eğer kapalı kum kabı kullanıyorsanız kapağını çıkarabilirsiniz. Bazı kediler kapalı kedi tuvaletlerini kullanmayı red eder.
  • Kediler ince taneli kokusuz kedi kumlarını kullanmayı daha çok tercih ederler. Kullandığınız kedi kumunun markasını ve veya çeşidini değiştirmeyi deneyebilirsiniz.
  • Evdeki her bir kedi için en az bir kedi tuvaleti bulundurmalısınız.
  • Birden fazla kedi tuvaleti varsa ikisini yanyana koymayın. Diğerinden gelen koku yüzünden yenisini de kullanmayı red edebilir.
  • Günde en az bir kez kedi tuvaletini temizleyin. Bazı kediler kullandıkları tuvaleti tekrar kullanmayabilirler.
  • Eğer kedi tuvaleti gerçekten çok eskiyse yeni bir tane alabilirsiniz. Çünkü çok eski kedi tuvaletleri temizlenmek ve yıkamayla geçmeyecek şekilde kokuları emmiş olabilir. Kokuyu siz fark edemeseniz bile kediniz alıyor olabilir. (kişisel tecrübem en geç 3-4 yılda bir yeni tuvalet in iyi olacağı yönünde)
  • Kedi tuvaletini kedinin kendini rahat hissedeceği rahatsız edilmediği bir yere yerleştirmelisiniz. Eğer evde çocuk varsa kedi tuvaleti kullanırken rahatsız etmemesini tembihlemelisiniz. Kediler tuvaletlerini yaparlarken kendilerini savunmasız hissederler. Tuvaleti yerleştirirken kedinizin geleni geçeni görüp kontrol edebileceği bir yer olsun. Bu ona güven verecektir.
  • Kedi tuvaletini yere koymalısınız. Yüksek ya da zeminden alçak noktalar uygun değildir.
  • Uygunsuz yere yapılmış idrar ve dışkıyı iyice temizlenmiş olduğundan emin olmalısınız. Eğer eski kokuyu hala almaya devam ederse buranın hala işemek için iyi bir nokta olduğunu düşünebilir. İmkanınız varsa floresanlı siyah lamba ışığı eski idrar artıklarını bulmanızda ve ve enzimli bir deterjanla temizleyerek yok etmenize yardımcı olacaktır.
  • İşemeyi sevdiği yerlere sert kokular koymayı deneyebilirsiniz. Turunçgillerin kokularınından hoşlanmazlar. Bu tip kokuları ısrar ettikleri yerin yanına koyabilirsiniz.


23 Ocak 2012 Pazartesi

Dermofit (deri mantarı)

Dermofit ( Deri Mantarı)

  

Teşhis Hakkında:

Dermatofit, mantarlar tarafından meydana getirilen deri hastalığıdır. Kedi köpek ve diğer hayvanları etkileyebilir ve insanlara da bulaşabilir. Keratin içeren tüm dokuları etkileyebilir. Keratin cilt hücreleri tarafından üretilen bir proteindir. Cildin en dış yüzeyindeki hücreler keratin içerirler. Kıllar ve tırnaklar da keratinden yapılırlar. Bu yüzden dermofit tırnak,cilt ve kıllara yerleşebilir.
Mantar enfeksiyonları (dermofitler) yuvarlak şekilde yaralar oluşturarak genişleme eğilimindedirler.  Yaranın en kenar kısmındaki mantarlar diğer noktalara bulaşarak yayılmaya devam ederler. En sık rastlanan ilk üç dermofit etkeni sırasıyla Microsporium canis, Microsporium gypseum, ve Tricophyton mentagrophytes tir. İnsanlar da bu üç etkende de mantar enfeksiyonuna yakalanabilirler.
Wood Lambası muayenesinde mantar görünümü.

Belirtiler:

Deri ve kıl dermofitlerinde kıl kayıpları yuvarlak tarzdadır.  Hastalık kılları zayıflatır ve kolayca kırılıp kopmasına neden olur. Etkilenen bölge çıplak kılsız bir hale gelir. Hafif kırmızı kabarıklık, kepeklenme ve cilt renginin koyulması (pigmentasyon) da görülebilir. Tırnaklar etkilendiğinde şekli bozulur, tırnağın dibinden akışkan ya da yapışkan bir sıvı geldiği görülebilir. Bazı kediler hasta olmadıkları halde diğer kedilere ve köpeklere hastalığı bulaştırabilirler. Bazı kedilerde ise miliyer dermatit denilen kepekli ve ufak akıntılı cilt rahatsızlığı gelişmesine de neden olabilir.

Teşhis:

Benzeri yaraları oluşturan pek çok başka hastalık olduğundan dolayı sadece klinik görünüme göre teşhis konulamaz. Veteriner Hekiminiz “Wood Lambası” adı verilen özel bir ışın veren lamba altında yaraları inceleyebilir.  Dermofitlerin kesin teşhisi ekim yolu ile konulur. Besi yerinden sonuçların çıkması ortalama üç haftayı bulabilir.

Teşhis ile Yaşamak:

Mantarların en bulaşıcı özelliğe sahip olanı M. Canis’tir. Çevrenin bu etkenden arındırılması yeniden bulaşmalar ve diğer hayvanlara bulaşmanın önlenmesi için önemlidir. Hastalanarak dökülen kıllarda hastalık haftalarca kalabilir. Evde eğer varsa diğer hayvanlar da hastalık yönünden gözetlenmelidir. Eğer evde kedi varsa belirti göstermeden taşıyıcı olabilir. Ondan da örnek alınarak laboratuara ekime gönderilmelidir. Enfekte hayvanlar iyileşene kadar diğer hayvanlardan ve özellikle kanser tedavisi gören ve HİV li insanlardan uzak tutulmalıdır.

Tedavi:

Pek çok hayvan bağışıklık sistemi aracılığı ile hastalığı yenebilirse de bu çok uzun bir süreçtir. Bundan dolayı hastalığın yayılmasını önlemek için tedavi edilmesi gereklidir. Bu hastalık için veteriner hekiminiz çeşitli ilaçlar verebilir. Bunlar lokal uygulamalar olabileceği gibi, yıkama veya ağızdan ilaçlar da olabilir. Hastanın bulunduğu yerler elektirik süpürgesiyle ile sık sık temizlenmelidir. Elektirik süpürgesinin torbası uygun bir şekilde uzaklaştırılmalıdır. Böylece hasta kılların tekrar hastalık yapma imkanı ortadan kaldırılmış olur.
Tedavi süresi üç aya kadar uzayabilir. Tırnak enfeksiyonlarında tedavi süresi altı aydan bir yıla kadar uzayabilir.

Neleri Yapmalısınız?

Kedilerde ve köpeklerde kılsız yuvarlak yaraların mantardan şüpheli olabileceğini ve diğer hayvan ve insanlara bulaşabileceğini bilin.
Eğer mantar teşhisi konulursa tedaviyle birlikte çevre temizliğininde önemli olduğunu bilin.
İlaçları reçeteye uygun bir şekilde kullanın.

Neleri Yapmamalısınız?

Her yuvarlak yarayı mantar zannetmeyin. Mantar teşhisi, kolayca yapılacak ekim sonucu ortaya çıkar.

Ne zaman Veteriner Hekiminizi Aramalısınız?

İlacı verdikten sonra kusma halsizlik yürümede zorluk gibi belirtiler ortaya çıkarsa veteriner hekiminizi arayın. Bazı mantar ilaçlarına karşı hayvanınızda hassasiyet olabilir.

Takip Edilmesi Gereken Belirtiler:

Tırnakların şekillerinin bozulup bozulmadığı, mantar yaralarının genişliklerini takip etmelisiniz.

Kontrol Muayeneleri:

Bazı mantar ilaçlarını kullanırken düzenli kan testlerine ve hastalığın sona erdiğinden emin olmak için tekrar ekimlere ihtiyaç olabilir. Bu kontrol muayenelerini veteriner hekiminiz belirtecektir.

Ek bilgi:

Eğer evdeki bireylerden yuvarlak kırmızı yaralara sahip olanlar varsa bir doktora muayene olmalıdır.
Eğer evde bağışıklık sistemi zayıf bireyler varsa tam iyileşme sağlanıncaya kadar hayvanla temas etmemelidir.

10 Ocak 2012 Salı

Kronik Böbrek Hastalığı (yetmezliği)

Kronik Böbrek Hastalığı

 

Teşhis Hakkında

Tıpkı insanlardaki gibi kedi ve köpeklerde de karın boşluğunda iki tane böbrek vardır. Böbrekler idrar üretir. üretra adı verilen ince tüpler yardımı ile üretilen idrar önce idrar kesesine biriktirilir ardından üretra aracılığı ile vücut dışında gönderilir. Böbreklerin ana görevi kandaki zararlı maddeleri süzerek dışarı atılmasını sağlamaktır. Normalde orta boy bir köpeğin böbrekleri neredeyse bir tavuk yumurtası büyüklüğündedir. Böbrekler yaşam için gerekli organlardır.  Tek sağlıklı böbrek ile normal bir yaşam sürdürülebilir. Ancak, her iki böbrek de çalışmadığı zaman bireyin yaşama şansı yoktur. Akut böbrek yetmezliğinde eğer böbrekler tekrar çalışmaya başlamazsa hayvan ölür.
Normal, sağlıklı böbrek dokusu mikroskobik nefronların meydana getirdiği glomeruluslardan oluşur. Glomeruluslar, böbrekte kanın süzüldüğü yapılardır. Glomeruluslarda zehirli maddeler atılır, vücudun ihtiyacı olan maddeler geri emilir. Böbrekler kanı süzme işlemi dışında vücudun su dengesinin devamı, elektrolit, asit baz dengesi, kan basıncından, alyuvarların üretilmesi için gerekli maddelerin üretilmesinden, paratiroid hormonu seviyelerinden de sorumludur.
Kronik böbrek hastalığı aynı zamanda böbrek yetmezliği olarak da bilinir. Böbrek hasarları geçici ve kalıcı olmak üzere ikiye ayrılır. Tıpkı beyin, kalp gibi diğer organlarda olduğu gibi kalıcı hasarlar vücut tarafından yenilenemez. Bu yüzden, kronik böbrek hastalığında kalıcı hasarlardan korunmak ve geçici hasarları iyileştirmek hedeftir.
Kronik böbrek hastalığında klinik belirtilerin ilk ortaya çıkmasında nefronların yaklaşık olarak %75 i hasarlanmıştır. Bunun anlamı böbrekler hasarları büyük oranda dengeleyebilir ve aylar hatta yıllarca sorun çıkmaksızın yaşama devam etmeye imkan verir. Bu aynı zamanda kötü bir özellik olarak da kabul edilebilir. Çünkü hasarlar farkedilebilir olana dek üzerinden epey süre geçmiş demektir.  Kronik böbrek yetmezliği aşağıda bahsedilen çeşitli nedenlerden dolayı oluşur ancak, sonuç hep aynıdır: Böbrek yetmezliği. Kan doğru bir şekilde süzülemediği için zehirli atıklar kanda birikmeye başlar, bunun sonucu olarak durgunluk, iştahsızlık, kusma görülür. Böbrek hormonları yeterince üretilmediği için kan basıncı yükselir. Yeterince alyuvar üretilemediği için kansızlık ortaya çıkar. Yükselen paratiroid hormonu yüzünden ikincil hiperparatiroidizm görülür.
Kronik böbrek yetmezliği hayatı tehdit eden bir hastalıktır. Fakat ciddiyetinin de seviyeleri vardır. Teşhis konulan bazı hayvanlar tedaviye güzel yanıt verir ve hayatının geri kalanında normal ömür uzunluğu boyunca rahat bir şekilde geçirirler. Ancak bazı hayvanlarda ise belirtiler aniden ortaya çıkar ve hastalık hızla akut böbrek yetmezliğne doğru gider.  Teşhis konulduktan günler bazen bir kaç hafta içinde hayvan ölür.
Kronik böbrek yetersizliği tüm kedi ve köpek ırklarında aynı yaygınlıkta görülür. İlerleyen yaşlarda karşılaşma sıklığı daha fazladır. Kronik böbrek hastalığının bazen nedeni tam olarak ortaya konulamasa da, böbreklere giden kan akımının azalması, zehirlenmeler, genetik böbrek bozuklukları (doğuştan küçük böbrekli olmak gibi), yangısal ve enfeksiyöz böbrek hastalıkları, Bağışıklık sistemi hastalıkları, kanser ve idrar yollarının tıkanmaları nedenleri arasındadır.

Teşhis:

Kronik böbrek rahatsızlığının belirtileri genel olabilir. Eğer veteriner hekiminiz bu hastalıktan şüphelenirse, size düzenli ilaç kullanıp kullanmadığı, daha önce hiç zehirlenme vakası geçirip geçirmediği, iştahı ve idrar düzeni gibi konularda sorular sorabilir.
Genel muayene esnasında veteriner hekiminiz, kronik böbrek rahatsızlıklarında ortaya çıkabilen değişimleri araştıracaktır. Bunlar içinde zayıflama, sıvı kaybı, kötü nefes kokusu, soluk dişetleri, ağızda yaralar, diş kayıpları, böbreklerin elle muayenesinde şekil bozuklukları belirtiler veteriner hekiminizi yönlendirir. Ancak kronik böbrek yetmezliği teşhisi için kanın ve idrarın laboratuarda incelenmesi gerekir. Bunların içinde kan sayımı, biyokimyasal testler, tam idrar tahlili gibi testler vardır. Gerektiğinde bazı ekstra testler de istenebilir.  Röntgen ve ultrasound muayeneleri de gerekli olabilir.
Bunların dışında böbrek biyopsisi, özel kontrast röntgenler, kan basıncı ve kan gazları testleri, serolojik testler,  protein/kreatinin oranları gibi testler de gerekli olabilir. Çoğu zaman bu testlerin tamamının gerekli olduğu hasta pek azdır. Testlerin bazıları altta yatan nedeni bazıları ise durumun ciddiyetini anlamaya yöneliktir. Veteriner hekiminiz testi istemeden önce nedenini size söyleyecektir.

Teşhis ile Yaşamak:

Artan susuzluk hissi ve bol su içme ve bol idrar yapma  ilk farkedilen belirtilerdendir. Bazı kişiler bunu böbreklerin iyi çalıştığına yorarlar. Ancak durum farklıdır. Böbrekler işlevini kaybetmeye başladıkça vücudun su dengesini ayarlayamaz hale gelmektedir. Ardından, hareket azalması, kusma, ishal, iştahsızlık, kilo kaybı, yürürken dengesizlik, sıvı kaybı, nefesin kötü kokması, diş kaybı soluk dişetleri, son aşamada ise koma ve ölüm görülür.
Kronik böbrek rahatsızlığı ölümcül tehlikesi olan bir hastalıktır. Bu yüzden kontrol testleri, kontrol muayenelerini kaçırmamalısınız. Evde hayvanınızın kilosunu düzenli takip etmelisiniz. Su içmesi, idrar miktarı ve iştahını da düzenli takip etmelisiniz. Bunlar bir sonraki kontrol muayenesi için değerli bilgiler sağlar.

Tedavi:

Tedavinin hedeflerinden biri böbreklerin iş yükünü azaltmak, ikincisi ise hasarın devamını engellemektir.
Kronik böbrek hastalığında tedavi bireysel olarak değişir. Altta yatan neden bilinebiliyorsa bu ortadan kaldırılmalıdır.
Bazı hastalarda ilk etapta klinikte kalması ve serum almaları gerekebilir. Eğer sizin hayvanınızda buna ihtiyaç yoksa veteriner hekiminiz evde kullanacağınız ilaçlar reçete edebilir.
Böbreklerin iş yükünü azaltmak için özel diyetler tavsiye edebilir. Pek çok markanın böbrek hastaları için diyet mamaları bulunmaktadır. Aynı zamanda veteriner hekiminiz evde yapmanız için diyet reçetesi de verebilir.
Kronik böbrek hastaları her zaman için taze suya dilediği kadar ulaşabilmelidir. Bazen sıvı dengesi için sıklıkla deri altına serum uygulamaları gerekebilir. Bu uygulama klinikte yapılabileceği gibi gerekirse veteriner hekiminiz tarafından nasıl uygulanacağı size öğretilebilir.

Neleri Yapmalısınız?

Şunu anlamalısınız, kronik böbrek rahatsızlığında böbrekler tamamen durmaz. Böbrekler görevini tam yapamadığı için kanda biriken zehirli maddeler belirtilere neden olur. İştahsızlık, kilo kaybı, kusma gibi.
Eğer hayvanınızda yeni bir belirti ortaya çıkarsa ya da belirtiler kötüye gidiyorsa hemen veteriner hekiminizi arayın.
Eğer evde uygulamanız için bazı ilaçlar verildi ise kesinlikle aynı iğneyi tekrar kullanmayın.
Reçeteye kesinlikle uyun. Eğer ilaçları uygulayamıyorsanız veteriner hekiminize haber verin kafanıza göre ilacı kesmeyin.
Anlamadığınız konuları mutlaka veteriner hekiminize sorun.
Kronik böbrek rahatsızlığının tedavisinin kolay olmadığını aklınızda tutun.
Eğer hayvanınız mümkün olan tüm tedavilere yanıt vermiyorsa ve hayat kalitesi çok düştüyse, acı çektiğini düşünüyorsanız veteriner hekiminizle uyutma konusunu tartışabilirsiniz.

Neleri yapmamalısınız?

Kontrol muayeneleri önemlidir. İhmal etmeyin.
Böbrek hastalıkların su tüketimi ve idrar miktarı azalmaz aksine artar. Azalacağını düşünmeyin.
Reçete edilmemiş hiç bir ilacı asla kullanmayın.
Veteriner hekiminizle görüşmeksizin hiç bir ilacı kesmeyin.
İnternetteki tüm bilgilerin doğru ve eksiksiz olduğunu zannetmeyin. Pet shop çalışanları başka hayvan bakanlar, ordan buradan duyduklarınız her zaman doğru olmayabilir. Bilgiye ihtiyacınız varsa veteriner hekiminize sorun, sizi doğru yönlendirecektir.

Veteriner Hekiminizi ne zaman aramalısınız?

Eğer hayvanınızın durumu kötüye gidiyorsa,
Sorularınız veya endişeleriniz varsa.

Takip Etmeniz gereken Belirtiler:

Kilo kaybı, iştahsızlık, azalan aktivite, davranış değişiklikleri saldırganlık ya da saklanma gibi.

Kontrol Muayeneleri:

Bu hastalıkta rutin kontroller çok önemlidir. Eğer iki kontrol arasında değişen bir durum fark ederseniz veteriner hekiminizden acil randevu alın. Kontrol muayenelerini asla kaçırmayın.




3 Ocak 2012 Salı

Diabetes Mellitus (Şeker Hastalığı)

  Diabet by Ümit Yılmaz 1 

 

Diabetes Mellitus

 Teşhis Hakkında:

Neden:  Pankreas karın boşluğunda bulunan bir organdır. İki temel görevi vardır. Birincisi, sindirime yardımcı olacak enzimleri ve ikincisi, kandaki şekerin metabolizması ve organlar tarafından kullanılmasını sağlayan hormon olan insülini üretmektir.
Diabetes Mellitus,  kısaca diyabet olarak adlandırılır. Diyabet hastalığı hem kedilerin hem de köpeklerin yakalanabildiği bir hastalıktır. İnsülin yeterince üretilemediği zaman organlar kandaki şekeri işleyemezler ve kandaki şeker miktarı artmaya başlar. Tıpkı insanlarda olduğu gibi.
Diyabetin de iki tipi vardır. Tip 1 diyabet, yeteri kadar insülin hormonu üretilmediği zaman oluşur. Tip 2 de insülin hormonu yeterince üretilir ancak işlenemez.  Tip1 diyabet ömür boyu kalıcı bir hastalıktır.  Tip 2 diyabette ise geri dönüşüm mümkündür.
Diyabet kedi ve köpeklerde en sık rastlanan hormon hastalığıdır. Genellikle orta yaş ve ilerisindeki kedi ve köpekleri tutar.  Her ırk hayvanda görülebilir. Köpeklerde dişiler, kedilerde ise erkekler hastalığa daha yatkındır.
Nedenleri denildiği zaman, genetik yatkınlık, enfeksiyon hastalıklar, pankreasın hormon üreten kısımlarını etkileyen bağışıklık sistemi hastalıkları ( Hormon üreten kısımlara saldırarak insülin üretimini azaltır.) , Pankreatit yani pankreasın yangısı, kortizonlu ve progesteron içeren ilaçlar, diğer risk faktörleri hayvanın kısırlaştırılmamış olması ve şişmanlıktır.
Diyabetik hayvanlar bakteriyel ve mantar hastalıklara yakalanmaya daha eğilimlidir. İdrarlarında bulunan şeker dolayısıyla çok daha kolay bakteri ürer ve idrar yolu hastalıklarına sık yakalanırlar. (ve zor iyileşirler.)
Çoğu diyabetik hayvan hafif ya da orta dereceli belirtiler gösterir. En ciddi şeker hastalığı belirtisi ketoasidozdur. Ketoasidozlu hayvanların nefesi aseton kokar. Ciddi bir durumdur ve acilen müdahale edilmezse ölüme neden olabilir.

Teşhis:

Diyabet in çok genel belirtileri olmakla birlikte aşırı su tüketimi, aşırı idrar yapma, kilo kaybı ve aşırı yemek yeme gibi belirtiler şeker hastalığını düşündürür. Veteriner hekiminiz genel muayene esnasında şeker hastalığından şüphelenirse bir takım laboratuvar testleri isteyecektir. Bunlar içinde idrar ve kan analizleri, röntgen çekimi olabilir.

Diyabet hastalığının tedavisi karışık ve zorlayıcı olabilir. Hasta sahibi sabırlı olmalıdır. Bu hastalığa tutulan hayvanlarda hastalığın seyri, hiçbir zaman birbirine benzemez.

Teşhis ile Yaşamak:


Şeker hastalığı tedavi edilmezse hayatı tehdit eden bir hastalıktır.  Diğer taraftan pek çok hayvana diyabet teşhisi konuluyor, uygun bir tedavi programıyla sağlıklı bir hayvanınkine yakın bir hayat kalitesiyle beklenen ömür uzunluğu boyunca güzel bir hayat yaşıyorlar.  Diyabet hastalığına sahip hayvanların sahipleri iyi bir gözlemciyse, konu ile ilgili bilgileri öğreniyorsa, hayvanının sağlığını takip ediyor, kontrol muayenelerine gidiyorsa neredeyse hiç sorun çıkmaz.
Diyabetli hayvanın hayatındaki en önemli şey rutindir. Öğünler ve ilaçları günün hemen hemen aynı saatlerinde verilmelidir. Aşırı egzersizlerden kaçınılmalıdır. Ancak günlük kontrollü egzersiz önerilir. Örnek olarak belli bir parkurda yürüyüş verilebilir. Rutinler kan şekerindeki dalgalanmaları en aza indirecektir.
Tüm ilaçları reçete edildiği gibi kullanmak önemlidir. Bu ilaçlar kandaki şeker düzeyini düzenleyerek diyabetik hayvanın yaşam kalitesini arttırır. Bazı dönemde kediler bir süre ilaç kullanmalarına gerek kalmaz. Bu dönem diyabetik balayı olarak adlandırılır. Pek azı da olsa bazı kediler bir daha ilaç kullanmak zorunda kalmazlar.
Eğer hayvanınız insülin kullanıyorsa nasıl saklayacağınız ve uygulayacağınız konusunda veteriner hekiminizin söylediklerine uyun.
Bazı hazır mama markalarının diyabetik hayvanlar için hazırladığı ürünler vardır. Bu tip ürünler hayvanın yaşam kalitesini arttırır. Eğer hayvanınız bu tip mamaları yemiyorsa gıdayı değiştirmeden önce veteriner hekiminizle konuşun. Diyabetik hayvanların gıdasını değiştirme işi oldukça önemlidir. Hayvanınızın içebileceği taze suyu her zaman bulunsun.
Diyabet teşhisi konulduktan sonra ilk bir kaç ay için veteriner kliniğine sık gitmeniz gerekir. Bu tedavinin bireysel olarak ayarlanması için gereklidir.  İnsülin enjeksiyonlarına minimum dozda başlanır ve en uygun doza kadar kademeli arttırılır. Bu aşırı insülin yapılarak kan şeker düzeyinin aşırı düşmesini önlemek için gereklidir.
Diyabet hastalığında amaç kan şekeri düzeyinin  aşırı dalgalanmalardan korumaktır. Bu şeker hastalığının semptomlarını en aza indirir ve hayvanın yaşam kalitesini arttırır.
Diyabet teşhisi konulmuş hayvanlar eğer kısırlaştırmamışsa  en uygun zamanda kısırlaştırılmalıdır. Eğer progesteron veya kortizonlu ilaçlar kullanıyorlarsa bunlar uygun bir şekilde kesilmelidir.  
Ketoasidoz şeker hastalığının en tehlikeli metabolik belirtisidir. Acil bir şekilde klinik şartlarında müdahale edilmesi gerekir. Yoğun bakıma alınan ketoasidozlu hayvanlardan üçte biri hayatını yoğun bakım ve tedavi şartlarına rağmen kaybetmekdedir.
Diyet ve kilo kontrolü şeker hastalığında esastır. Basit şekerler kan şekeri hızla yükselttiği için kaçınılması gereken gıdalardandır. Kompleks şekerler olan nişastalı yiyecekler kana daha yavaş karıştığı için şeker hastalarının karbonhidrat kaynağı kompleks şekerlerden seçilmelidir.  Lif miktarı şeker hastalarının diyetinde çok daha yüksek olmalıdır. Bunun iki faydası vardır. Birincisi bağırsaklardan şeker emilim hızını düşürür. İkincisi kilo kontrolünde etkilidir. İdeal kiloya ulaştıktan sonra orada kalmak şeker hastaları için hedeftir.
Bazı kediler sadece diyetle insüline ihtiyaç kalmadan hayatlarına devam edebilirler.
Diyabetli hayvanlarda katarakt gelişebilir ve kan şekeri düzenlenmeden sonuç alınamaz.  Operasyonla birlikte veya öncesinde şeker hastalığı kontrol altına alınmalıdır.

Neleri yapmalısınız?

Şunu kabul etmelisiniz, şeker hastalığı tamamen iyileşmez ancak güzel bir şekilde idare edilebilir. Hasta sahibi sabırlı ve bilgili olmalıdır. Şeker hastalığı özellikle laboratuar testlerinden dolayı biraz tuzluya mal olabilir.
Şeker hastalığı uygun tedavi edilmez ya da hiç tedavi edilmezse ölümcül bir hal alır.
Eğer insülin enjeksiyonundan sonra hayvanınız kendini kaybederse acilen ağzına pekmez reçel bal gibi şekerli yiyecekler koyun ve acil kliniğe gidin.
Bütün kontrol muayenelerini kaçırmadan takip edin. Bu özellikle kan şekeri düzenlenene kadar çok önemlidir.
İnsülin enjeksiyonunu nasıl yapacağınızı veteriner hekiminiz öğretmelidir. Sorun.
Herhangi bir konuda anlamadığınız bir şey varsa veteriner hekiminize sormaktan çekinmeyin. Gerekirse not alın.

Neleri Yapmamalısınız?

Eğer hayvanınız için reçete edilmediyse hiç bir şeker ilacını kullanmayın. komşunuzu hayvanına iyi gelen sizin hayvanınız için ölümcül olabilir.
Kafanıza göre ilacı kesmeyin. Eğer kullanılan ilaçla ilgili sıkıntı varsa veteriner hekiminize söyleyin.
İnternette gördüğünüz her bilgiyi doğru sanmayın. Pet shopta çalışanlar, çok bilen komşular, sizi yanıltmasın. Bilgilenmek için kaynağa ihtiyacınız varsa veteriner hekiminize sorun. Sizi doğru bilgilere yönlendirecektir. (burayı okuyorsanız doğru yerdesiniz demektir:)

Veterinerinizi Ne Zaman Aramalısınız?

Eğer hayvanınız kötüleşiyorsa,
İlaçlarını reçete edildiği gibi uygulayamıyorsanız
Tedavinin şu anki aşaması ve hastalıkla ilgili bilgi edinmek istediğiniz zaman.

Kontrol Muayeneleri:

Veteriner Hekiminizin belirlediği gibidir.
Google+